Annelik dayanışması, kadın kadının yurdudur anlayışıyla yeni annelerin birbirine destek olarak güçlendiği eşsiz bir bağdır. Annelik kabilesiyle bu dayanışma, annelerin yolculuğunu kolaylaştırır ve güçlendirir.
Anne olmak, dünyadaki en özel yolculuklardan biri. Ancak, bu yolculuk maalesef bazen bir yarışa veya “en doğruyu yapma” çabasına dönüşebiliyor. Yeni anneler, sadece bebekleri için en iyisini yapma gayretindeyken, bir yandan da çevreden gelen yargılar ve tepkilerle baş etmek zorunda kalabiliyorlar.
“Ben bebeğimi emziriyorum, sen emzirmiyor musun?” gibi sorular ya da kayınvalide, anne veya teyzeden gelen “Bizim zamanımızda bebekler böyle büyütülürdü” gibi ifadeler, yeni anneler üzerinde büyük bir baskı yaratabiliyor. Bu baskılar, zaten hassas olan bir dönemde annenin stres seviyesini artırabilir ve hatta kendine olan güvenini zedeleyebilir.
Ancak bu yargılamalar, anneler arasında bir bağ kurmak yerine çatışma yaratır. Anneler arasındaki dayanışma, bu gibi durumlarda hayati önem taşır. Clarissa Pinkola Estés’in “Kurtlarla Koşan Kadınlar” kitabında dediği gibi: “Kadınlar birbirlerini koruduğunda, birbirlerine ışık tuttuğunda, bir toplumun en güçlü ağı örülür.”
Bu süreçte, kadınların içsel sezgilerini dinlemeleri son derece değerlidir. Anneler olarak kendi sesinize güvenmek, başkalarının dayatmalarından sıyrılmanın ilk adımıdır. Estés’in de dediği gibi: “Her kadın, içindeki vahşi kadını uyandırmalıdır. Çünkü bu kadın, neyin doğru olduğunu bilendir.”
Bu tür sınırlar koymak, hem sizi hem de çevrenizdekileri daha sağlıklı bir iletişime yönlendirebilir. Sınır koymak, “hayır” diyebilmek ve kendi ihtiyaçlarınızı önceliklendirmek anlamına gelir. Bu, suçluluk duygusunu bir kenara bırakmayı gerektirir.
Bu noktada, “sisterhood” (kız kardeşlik) duygusunu hatırlamak önemlidir. Kadınlar arasında dayanışma ve empati, annelik yolculuğunu çok daha kolaylaştırabilir. Herkesin aynı mücadeleleri verdiğini bilmek, yalnız olmadığınızı hissettirir. “Bir kadının en büyük desteği başka bir kadındır” sözü tam da bu durumu özetliyor.
Bir annenin, “Her zaman her şeyi doğru yapmak zorunda değilim” diyebilmesi, hem kendisine hem de bebeğine bir özgürlük alanı sunar. Ayrıca, mükemmeliyetçilikten uzaklaşmak, bebeğinizle daha doğal bir bağ kurmanıza yardımcı olabilir.
Bir başka önemli nokta ise, kendi duygularınızı kabul etmektir. Bazen yorgun, bazen endişeli ya da üzgün hissedebilirsiniz. Bu duyguların hepsi geçicidir ve anneliğin doğal bir parçasıdır. Kendinize karşı şefkatli olun; çünkü kadın olmak ve anne olmak, bebeğinizin dünyasını aydınlatırken, kendi iç dünyanıza da ışık tutmayı gerektirir. Bu yolculukta, kendi iç dünyanızı beslemeniz, bebeğinizle aranızdaki bağı güçlendirirken çevrenizdeki insanlara da ilham olacak bir ışık yayacaktır.
Ancak, size zarar veren veya suçluluk hissettiren yorumlara kulak tıkamakta özgürsünüz. Sizin ve bebeğinizin ihtiyaçları, her şeyden daha önemlidir.
Bir kabile duygusu yaratmak, bu noktada çok önemlidir. Komşularınızdan, arkadaşlarınızdan ya da ailenizden yardım istemekten çekinmeyin. Bazen bir saatlik bir mola, tüm enerjinizi tazelemek için yeterlidir.
Carl Jung’un kadın arketipleri bu bağlamda ilham vericidir. Jung, kadınların içinde “Anne”, “Kahraman”, “Bakire” ve “Bilge Kadın” gibi farklı arketiplerin var olduğunu söyler. “Anne” arketipi, hem biyolojik hem de toplumsal olarak besleyici, şefkatli ve koruyucu bir figürü temsil eder. Ancak, annelik yalnızca biyolojik bir durum değildir; bir toplumu beslemek, desteklemek ve bir arada tutmak da annelik rolünün bir parçasıdır.
Birlikte büyütme kavramı, kadınlar arasındaki bağları güçlendirebilir. Örneğin, geçmişte kadınlar yemek pişirme, çocuk bakımı ve diğer işler için bir araya gelirdi. Bu sadece iş yükünü hafifletmekle kalmaz, aynı zamanda duygusal destek sağlar. Bugün, bu kabile duygusunu yeniden canlandırmak mümkün. Bir anne grubuna katılmak, komşularla dayanışma oluşturmak ya da çevrenizdeki annelerle iletişim kurmak, bu bağları yeniden inşa etmenin yollarından bazılarıdır.
Clarissa Pinkola Estés’in dediği gibi: “Kadınlar, birbirlerini desteklediğinde, mucizeler yaratır.” Bu mucizeler, sadece çocuklar için değil, anneler için de bir güç kaynağıdır. “Kadın kadının yurdudur” anlayışıyla, annelik kabilesini büyütmek ve kadınlar arasındaki dayanışmayı artırmak hepimize iyi gelecektir.